
Biz İstanbul
İstanbul’da yaşamış, İstanbul’dan tat almış, İstanbul’a tat vermiş herkes için…
Konser
“Elest bezminde ruhlara yapılan hitapla dünyaya gönderilen insanoğlunun sesle kendisini ifade edebilme serüveninin Nevâ perdesindeki sadâ ile tezahür ettiği rivayet olunur. Bugün de çalgılarımız akortlanırken neva sesi istenir ve bu perde belirlendikten sonra diğer teller/perdeler tespit edilir. Orkestralar da obuanın verdiği bu frekansa ayarlar akortlarını. Bu sebeple, hem doğu müziğinde hem de batı müziğinde bu perde etrafında, nevâda buluşulmuştur.
Osmanlı/Türk müziğinin en önemli eserlerinden Buhurîzâde Mustafa Itrî Efendi’nin heybetli Nevâ Kârı da, Hafız Post’un “vakt-i seherde açıla perde” mısrasıyla başlayan küçücük ilâhîsi de belki elest bezmindeki bu hitâba bir teşekkür mahiyetindedir. Neva perdesi etrafındaki nağmelerle örülmüş bu eserler yüzyıllar öncesinden bizlere miras kalmıştır.
Topluluğumuz, Yahya Kemal’in “Çok kişi anlamaz eski mûsikîmizden, ondan anlamayan hiçbir şey anlamaz bizden” beytinden mülhem, Hafız Post’tan Itrî’ye, Dede Efendi’den Cüneyt Kosal’a esrarlı musikimizin nevâ perdesi etrafında şekillenmiş “dinî, klâsik ve saz mûsikîsi formlarından eserleri siz sanatseverlerle buluşturacaktır.”